Bu hafta sonu haritadan yer beğendik. İnternet üzerinde yeni takip etmeye başladığım Gökhan Bey'in Tek Başına da Olur bloğundan ön bilgiyi aldıktan sonra karar verdik Ömerli Barajı'na gitmeye. Ömerli Barajı'na kıyı olan Esenceli Köyü mıntıkası da konaklama yerimiz oldu.
Şile çıkışına kadar keyifli bir yolculuk oldu. Köprünün azametine hayran kalmadım desem yalan olur. Fakat çıkış gişelerinde 1 saaten fazla bekleyip 29,50 TL ödeyince keyfim kaçtı. Gişelerden sonra Şile istikametine, oradan da Ömerli istikametine yol çok kolay. Google amca işaretlediğimiz yere kadar sorunsuz götürdü. Köy girişine kadar yollar tertemiz asfalt. Hiç sıkıntı yok.
Sadece göl kıyısına inmek için tam köy girişinden 10 mt. kadar evvel bir toprak yol var. Göle iniş o yol üzerinden yapılacak.
Toprak yola girdikten sonra yaklaşık olarak 1,5-2 km. ağaçların arasında inişli çıkışlı toprak yol var. Yağmurdan hemen sonra gidilirse sıkıntı olabilir. Bir de gölde konaklarken yağmur yerseniz çıkış için havanın biraz açmasını, toprağın suyu çekmesini beklemek zorunda kalabilirsiniz.
Cumartesi akşamı (03/09/2016) saat 19:00 gibi göl kıyısına vardığımızda hava yavaş yavaş alacaya dönmeye başlamıştı. Bizim vardığımız sırada beyaz Transporterli bir abi toparlanmış çıkmak üzereydi. Yaklaşık 1,5-2 Kilogram ağırlığında 10 tane sazan aldığını söyledi.
Biz de hava kararmadan yerleşmenin telaşı içinde çalışmaya başladık. Tentemizi kurduk, oltalarımızı hazırladık v.s. v.s.
Bu arada hava kararmıştı bile. Akşam yemeğimizde BİM Barbunya pilaki ve yolda gelirken aldığımız köy domatesleri vardı.
Semaveri de ateşleyip çayımızı da demledikten sonra sıra benim için manzaranın keyfini çıkarmaya, Vahit içinse balık peşine düşmeye gelmişti. Biraz dinlenip oksijeni çektikten sonra sıra tepe lambamı takıp etrafı keşfe çıkmaya gelmişti. Kamp yapılacak, çadır kurulacak düzlüklerin hemen bitiminde nispeten ufak olmayan ağaçların olduğu koruda dolaşmaya başladım. Yabani elma ağaçları erik büyüklüğünde elmalarla tıka basa doluydu.
Benim için işin en keyifli yanı çadırımı kurmak ve içine girip uyumak. Gökyüzü yıldızlarla dolu olduğu halde bu haftasonu bölge için yağmurlu olacağı hakkında haberlerde duymuştum. Çadırın içindeyken daha evvel hiç yağmura denk gelmediğim için o tecrübeyi de bu gece tatmak istiyordum.
Nihayet gece oldu ve ben saat 24:30 gibi çadırıma girdim. Vahit hala ayaktaydı ve henüz hiç balık tutamamıştı. (Yazı çok uzun olacak galiba, fazla sıkmadan sonladırayım. Bir kaç gün içinde devamını yazarım artık)