Başbakan Erdoğan, "Biber gazı sıkmak polisin en doğal hakkıdır. Rahat dur biber gazı sıkmasın" derken, AİHM biber gazı kullanımını işkence saydı.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü eyleminde polis şiddetine maruz kalan Nergiz İzci’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yaptığı başvuruda Türkiye işkence yasağını ve toplanma özgürlüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle 20 bin Euro tazminat ödemeye mahkum edildi.
2005 yılında gerçekleşen olaya ilişkin kararında AİHM göstericilere karşı aşırı güç kullanıldığına ve barışçıl gösterilerde günlük hayat aksasa da polisin müdahale edemeyeceğine değindi. Kararda biber gazının sağlık üzerinde yarattığı kalıcı etkilere de değinildi. Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) tarafından yapılan çalışmalara atıf yapıldı.
AİHM kararında biber gazının sağlık üzerindeki etkilerine ilişkin bölüm şöyle:
“Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından Haziran 2013’te hazırlanan bir bilgi notuna göre, Türkiye’deki güvenlik güçleri tarafından CS (chlorobenzylidenemalononitrile) ve CN (chloroacetophenone) gazları kullanılmıştır. Bu gazlar gözlere zarar vermekte, ciltte yanıklara neden olmakta, solunum sistemini ve ciğerleri ciddi biçimde etkilemekte, solunumu aksatmakta, kalp atışını yavaşlatmakta ve kan basıncında dalgalanmalara yol açmaktadır. Bu gazlarla uzun süreli temas gözde saydam tabakaya kalıcı biçimde zarar vermekte, kalp ritmini bozmakta, akciğerlerde ise ölümle sonuçlanan tahribat yaratmaktadır. Söz konusu gazların etkisi, çocuklarda, hamile kadınlarda, solunum sistemi sorunu olan kişilerde, kalp rahatsızlığı olanlarda, anevrizmalılarda, alerjisi ve bağışıklık sistemi zayıflığı olanlarda daha da ağırlaşmaktadır. Bu tür gazların üst solunum yollarında yol açtığı ani alerjik ödem, ayrıca gazların astımlı ya da bronşitli kişilere karşı kullanılması ölümcül olabilmektedir. Uzman raporlarına göre, Türkiye’de 19 Aralık 2000 tarihinde 20 cezaevinde girişilen ve 32 kişinin ölümü ve yüzlercesinin yaralanmasıyla sonuçlanan operasyonlarda öldürücü dozlarda gaz kullanılmıştır. 1 Mayıs 2007’de üzerine gaz sıkılan 75 yaşındaki bir kişi yaşamını yitirmiştir. Dahası, aynı gazlar 2011 yılındaki iki olayda da yaygın biçimde kullanılmış, bu olaylarda iki kişi yaşamını yitirmiştir.Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) 3 Haziran 2013 tarihinde yaptığı bir basın açıklamasında göz yaşartıcı gazların yol açabileceği tehlikeler ve gazla temasın ardından yapılması gerekenler konusunda kamuoyunu bilgilendirmiştir. Bu açıklamada, gazın etkileri aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır:“...Göz yaşartıcı gaz en başta mukozayı, özellikle gözleri, boğazı, solunum sistemini ve burnu etkilemektedir. Temas halinde hemen genel bir yanma hissi, rahatsızlık ve gözlerde aşırı sulanma ortaya çıkmakta, buna deride, burunda ve boğazda acı ve yanma hissi, öksürme, solunum güçlüğü, aşırı rahatsızlık ve geçici körlük eşlik etmektedir. Deriye temasla birlikte ortaya çıkan acı ve yanma hissi aşırı rahatsızlığa ve paniğe yol açmaktadır. Gaz temas ettiği organlarda kalıcı hasara neden olmasa bile, akut etkileri ileri derecede rahatsızlık verici ve paniğe yol açıcı ağırlıktadır”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder