31 Aralık 2010 Cuma

Siyaset Meydanı

Başlığa bak çay demle. Dün gece izledim siyaset meydanını, Sayın kemal kılıçdaroğlu ali kırca ile beraber bilmemne üniversitesindeydi. saloda bulunan herkes soru sordu, kemal bey de aklı erdiğince kafası çalıştığınca yanıtladı. bende zaten öyle bir huy var, bunu biliyorum. tayyip erdoğan hariç  kürsüye kim çıkarsa çıksın inanıyorum.  dün gece de aynısı oldu ve kemal bey gayet samimi gayet içten tüm yöneltilen soruları - önyargılı, önyargısız- cevapladı. o ana kadar oyumu BDP ye vermeyi planlatken, şimdi CHP diye düşünmeye başladım. Çok şey konuşuldu, çok detay tartışıldı. Aklında kana ne var derseniz "hiç bir şey" ama izlediğim o anlarda beğendim adamı, samimi buldum. yalan dolan her neyse, ben bir elektrik aldım. tayyip hariç kim olursa olsun seçimlerde oy kullanırken anti-tayyip bütün oylar bana göre adamı cennete götürecek adımlardan birisidir. Bu yaşta yazılacak şeyler olmayabilir bu yazılar, ama ben ne akademik ünvanlı bir yazarım, ne de başka kaliteli medyatik biri... sıradan her vatandaş benim kadar olsa yeter zaten :) oylar CHP'ye.

16 Aralık 2010 Perşembe

Pankreas Kanseri

Pankreas Kanserinin Belirtileri Nelerdir:




Erken evrede belirti vermediğinden pankreas kanseri sinsi bir hastalıktır. En çok görülen belirtileri şunlardır.



1.Halsizlik, kilo kaybı, iştahsızlık ve kusma.

2.Sarılık, hastalık safra kanalını tıkadığı için safra bağırsağa akamaz. Bu sebepten hastanın cildi sararır, idrar koyulaşır ve dışkısının rengi açılır.

3.Sol karın boşluğunda şiddetli ağrı.

4.Hastalığa bağlı olarak kan şekerinin düşmesi.

Pankreas Kanserinde görülen karın ağrısı başka hastalıklarla karışır mı, apandisit ya da mide ağrısına benzer mi?

– Hasta ağrıyı tarif ettiğinde genellikle doktorlar anlarlar. Kuşak tarzında bir karın ağrısı ile kendini gösterip, sırta kadar vurur. Şiddetli ağrıdır, gece uyutmaz ve basit ağrı kesicilerle geçmez. 10 şiddetinde bir ağrıdır, inim inim inletir. Hasta yatamayacak şekilde kıvranır. Morfin bile zor geçirir.



Erken teşhis işe yarar mı ?

– Erken evrede cerrahi ile pankreas, oniki parmak bağırsağının bir bölümü, midenin bir bölümü ve safra yollarının bir bölümü alınıyor. Bu kadar çok hasara vermesinin nedeni pankreasın bütün organlarla komşu olması, neredeyse bir birilerine değerler. Bu yüzden küçücük bir tümörde bile hepsinin temizlenmesi gerekiyor. En az 7-8- saat süren zorlu bir ameliyattır.



En önemli Tedavi Şekli Nedir ? Kemotrapi ya da radyoterapi uygulanamaz mı ?

- Evresine göre bu ameliyatı olan hastalarda koruyucu nitelikte, tekrarlamayı engellemek amacıyla kemoterapi, bazen de radyoterapi uygulanabilir.



Gecikmiş Hastaların Kemoterapi ya da Radyoterapi ile iyileşme şansı nedir ?

- Ameliyat olamayacak hastada birinci tercih kemoterapi ve radyoterapi uygulanır. Nadir de olsa yaşayan hastalar çıkabilir.



Kimler Pankreas Kanseri Tehlikesi Altında:



Pankreas kanserinin sebebi bilinmiyor. Pankreas kanseri erkeklerde daha çok görülen bir hastalık ve sigara içenlerde içmeyenlere göre 2-3 kat daha fazla görülüyor. Hastalığın görülme riskini artıran en önemli etkenler de şunlar;



Genellikle 60 yaşın üzerinde olanlar.

Genetik olarak aileden geçme olasılığı olanlar.

Sigara.

Alkol Alımı.

Şeker Hastalığı.

Kronik Pankreas İltihabı

Aşırı Yağlı Bir Mutfak

Çoklu Hayatlar

Alıntıdır.
Sarhoşun kitabı okunmaz diyenler neye göre söylemişler bilemiyorum ama ben en manalı ifadelerimi yazarken hep sarhoşum. Normal şartlar altında sebebini bilmediğim nedenlerden, yazılı-yazısız tüm toplum kurallarını uygular ve uygulatırken, gece, alkol ve yanlızlık üçgeninde bambaşka biri oluveriyorum. Sair zamanlarda düşünmeye bile cesaret edemediğim durumlar, kendi başıma kaldığımda normalleşiveriyor, normalleşmeden öteye vazgeçemediğim zaruretlerim haline geliyor.
Doğumdan ölüme sürdüğüm bu göz önündeki yaşamımla uzaktan yakından alakası olmayan bu hal ile daha seyrek zamanlardaki kendim arasında kaç sefer gidip geldiğimi, gerçek olanın yüzde kaç ne tarafta olduğunu kestiremiyorm.
Ev, iş, aile, toplum, ahlak ve din ya da başka bir çok şey belirlemiş yaşayacaklarımı(zı). Farkında olanlarla olmayanlar arasında da pek farkımız olduğunu sanmıyorum.

14 Aralık 2010 Salı

Bahçelievlerde boya badana işleri

Bahçelievlerde boya badana işleri



İstanbul'un tüm semtlerinde kış kampanyası, evinizi şimdi boyuyoruz ücretini baharda ödüyorsunuz. İletişim için 0212 639 70 09 ve ya 0532 4560 35 16 Halil Çevik ile görüşünüz. Web: http://www.starlinedekor.com

1 Aralık 2010 Çarşamba

yenibosna.web.tr

Bu gece epey uğraştım ama uğraştığıma değdi doğrusu. Uzun zamandır düşündüğüm yenibosna projeme başlamış bulunuyorum. Yenibosna ile ilgili ne aranırsa bulunacak olan bir site hazırlıyorum. Parklar, bahçeler, okullar, sağlık ocakları, bakkallar, marketler, eczaneler ve saire, saire... Yenibosna ile ilgili aranılan her adresin, her telefonun bulunacağı yenibosna.web.tr hayırlı olsun...

3 Ekim 2010 Pazar

İstanbul'da deprem

Bu akşam evde akşam yemeği yediğimiz sıradaydı. Saat 20:45 civarı derinden bir uğultu ile beraber takırtılar gelmeye başlayınca önce masanın üzerindeki sürahideki suya daha sonra da kalorifer borusunda asılı duran nazarlığa baktım belli etmeden. 17 Ağustos depreminde İstanbul'da olmadığım için daha soğuk kanlıydım ama olayı eşim de farketmiş deprem oluyor diye hemen ayağa kakmıştı bile. İçimden deprem olduğunda ne yapılır ya da deprem anında ne yapmalıyım gibi düşünceler geçerken eşime ve çocuklara salavat getirmelerini, depremin geçtiğini söyledim.Fazla uzun sürmemişti ama  öncü deprem mi artçı deprem mi olduğunu bilmediğimiz için depremden sonra 15- 20 dakika kadar tedirginliğimiz devam etti. Daha sonra televizyonu açıp Kandilli Rasathanesi'nin ve Ahmet Mete Işıkara'nın açıklamalarıyla diğer deprem açıklamalarını izledik. Bu yazıyı yazdığım İstanbul sabahında, deprem ne zaman olacak, istanbul depremi dedikleri ne zaman gelip geçecek diye düşünmekten başka yapacak biş şeyim yok....

1 Ekim 2010 Cuma

Negatif çalışma özellikleri

  • Korkuya ve güce dayalı, tek yönlü savunmacı ilişkiler.
  • Kurum merkezli olmaktan çok birey merkezli, kazan ya da kaybet orantı tutumu.
  • Önemli olandan çok acil olana öncelik veren verimliliğin azaldığı ortam
  • Saklı amaçların, üstü kapalı imaların ve iğnelemelerin olduğu, yalnız zorunlu olunduğunda kurulan iletişimler

Anahtar kelimeler:  pazar günü pierre loti denen yerde piknik yeri aradık.  polis bizimle birlikte referandum oluncaya kadar beraber olduğun söyledi samatya eğitim ve araştırma hastanesinde kurulan sandıklarda oy kullanınca samatya hastanesi bizim için kutsallaşmıştı. sazan avı için  sazlıbosna dedikleri yerde sazlıbosna gölü varmış. oraya gittik.

18 Eylül 2010 Cumartesi

SAZANCI (OLTADASAZAN): KAMP AYDINLATILMASI

sazan avcılığında umumiyetle gecede kalındığından kampın aydınlatılması gerekir.Malzemeleri karıştırken dünden bu güne aydınlatmada kullandığımız malzemeleri
DEVAMI İÇİN AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIYA TIKLAYINIZ.....

SAZANCI (OLTADASAZAN): KAMP AYDINLATILMASI

17 Eylül 2010 Cuma

Büyükçekmece Gölü'nde Kızılkanat Avi

Dün Sazlıbosna Gölü maceramızdan sonra bugün de atıl yakaladığımız bir zaman diliminde Çekmece Gölünde bir av yapalım dedik. Hadımköy otoban gişelerinden çıktıktan sonra Hezarfen Havaalanı istikametine doğru devam ederken Çekmece Gölü'nü ortadan ikiye ayıran yolun ortasında attık oltalarımızı. Her zamanki gibi küspe mısırlı dip oltalarımız ve sadece mısır kullandığımız mantarlı oltalarımızı kullandık yine. Yaklaşık bir saatlik bekleyiş sonuç vermeyince kullandığımız yemleri değiştirme kararı aldık. Mantarlı oltalara mısır yerine ekmek hamuru, dip oltalarına da kokulu hazır yemlerden takıp Hezarfende motorlu uçak gösterilerini izleyerek kızılanatları yakalamaya başladık. Boyları ortalama istavrit boyunu geçmeyen kızılkanatlardan hemen hemen 2 kilo topladıktan sonra Büyükçekmece Gölü'nden hafif hafif uzaklaşırken, yakaladığımız kızılkanatları evde afiyetle yemenin hayalini kuruyorduk.

Sazlıbosna'da Sazan Avı

Bu hafta Sazlıbosna'ya sazan avlamaya gittik güya... 2 gün ve 1 gece geçirmemize rağmen alabildiğimiz balık sayısı sadece iki...  İlk önce köprünün üzerinde iki mantarlı beş de küspeli dip oltası attık, yaklaşık beş saatimizi geçirdiğimiz  köprü üzerindeki yerimizi sazlıbosna gölünün doğu tafına düşen tel örgülerle çevrili çamurluk alandaki yere geçtik. Geceyi geçirdiğimiz sazlıbosna gölünün bu bölümünde iki tane 1 kg kambur sazan balığını gece yarısı 2- 3 civarı küspe mısır kullandığımız dip oltalarımızla yakaladık. Hemen yanımızda 9 tane dip oltasıdeğişik yemlerle göle atan bir arkadaş sabaha karşı sazlıbosna gölünden bir tane yayın balığı, üç tane de bir kiloluk sazan balığı aldı. Sabaha karşı gölün manzarası hakkında söyleyecek birşey bulamıyorum. Muhteşemdi...
Sazlıbosna gülünün sabaha manzarasını seyrettiğimiz o gün değişik olta takımları ve yem çeşitleri denememize rağmen balık avımızda bir "tık" bile yaşanmadı.






Küçük Sırlar Fragmanı

Küçük Sırlar Fragmanı

13 Eylül 2010 Pazartesi

Balık Avcılığında Dikkat Edilecek Hususlar

Ava çıkmadan önce hangi tür balık için çıkacağımızı bilmeli ona göre hazırlığımızı yapmalıyız. Denize mi yoksa tatlı su balığı için mi hazırlık yapılacak bu da çok önemli bir konudur. Balığın cinsine ve hedeflediğimiz büyüklüğüne göre av malzemelerimizi hazırlamalı, olta takımlarımızı ona göre seçmeliyiz.. Yanımızda mutlaka seçtiğimiz her olta takımından bir kaç tane yedek bulundurmamız şarttır. Örneğin sazan avı için bir kaç farklı boy iğne bulundurmamız yerinde olacaktır. Kullanacağımız balık yemi de çok önemlidir. Canlı yem mi kullanacağız yoksa hazır yemlerden mi bulunduracağız üzerinde durulması gereken diğer önemli maddelerden biridir.
Bir de kendimiz için yiyecek-içecek, hava sıcak ya da serin de olsa ekstradan bir kaç giyecek olmazsa olmazlardandır. Gece aydınlatma için ışık bulundurmalıyız.

12 Eylül Referandum Yorumumuz

Ramazan da geçti bayram da, 12 eylül Halkoylaması da dün kazasız belasız halledildi. Evetçilerle Hayır'cıların büyük çekişmesi de bitmiş oldu sonunda. Benim tahminim % 70 oranında Evet çıkmasıydı ama olmadı. Hayır'cıları gayet başarılı görüyorum. Siyasi liderlerin CHP ve MHP'nin değil Trakya Halkının, Ege ve Akdeniz Halkının başarısından bahsediyorum. Sahil şeridinin ve Avrupa Kıtasında kalan kısmımızın başarısından....
Kenan EVREN'in silah zoruyla kabul ettirdiği anayasayı tabiki hiçbirimiz istemiyoruz, bunda şüphe yok. Ama bu değişiklik Tayyip Bey'in lutfuyla gelecekse onu da istemiyoruz diyenlerin başarısı bu. Halkoylamasında özgür iradesiyle AKP hükumetine seni istemiyoruz diyenleri de tebrik ediyorum. 
Bir de Tunceli'yi tebrik etmek istiyorum. Özgür irade, bağımsız düşünce budur.
Bundan sonra ne olur bilemiyorum. Bir tarafta kendisini Kürt halkının sözcüsüymüş gibi görenbir BDP, diğer tarafta kendisini Müslümanların sözcüsüymüş gibi gören bir Akparti hükumeti. Haritaya baktığımızda turuncu renkle görünen illerimize de birileri sahip çıkıp Atatürk'ün Sivas'tan Kurtuluş Savaşımızı başlatması gibi gerçek çoğulcu demokrasi devrimi başlasın artık.

25 Ağustos 2010 Çarşamba

Starcity Gezisi

Yenibosna-Sefaköy Caddesi üzerinde Altınyıldız Fabrikasının karşısı, Kom Mayo'nun hemen üstünde Starcity adında bir alışveriş merkezi (AVM) açıldı geçtiğimiz aylarda. Bir türlü ziyaret etme fırsatı bulamaıştık, ramazan vesilesiyle akşam ezanını beklerken bir gezelim dolaşalım dedik. İlk izlenimim Starcity'nin otopark sorunu yok, hem al katta hem üst katta büyük ve kullanışlı otoparkı var. İçeriye girdiğinizde de içinizi asla sıkmayacak hoş bir dekor, klimalarla serinletilmiş gayet hoş bir mekan. En alt katında Teknosa ve Migros, üst katlarda da giyim kuşam konusunda aklınıza gelecek her markanın gayet zengin ürün standlarıyla mağazaları var. Acıktığınızda birşeyler atıştırabileceğiniz büfelerle oturup ağız tadıyla yemek yiyebileceğiniz lokantalar mevcut. Tuvaletleri de pırıl pırıl. En üst kattaki LCV mağazasından oğlum ve kızım için bir kaç parça kıyafet alırken bizimle ilgilenen tezgahtar arkadaşların ilgisi ve güleryüzlülüğü de dikkatimden kaçmadı. Yenibosna'da ya da yakın bir yerlerde ikamet ediyorsanız gezilip vakit geçirilecek bir yer. Tavsiye ederim.

Yenibosna'da İftar

Bugün öğle üzeri Yenibosna Mithatpaşa Caddesi üzerinde Molla Gürani Camii'nin hemen altındaki eski adıyla Maslakçeşme, yeni adıyla Şehit Güven Kösen Parkı'nda masalı sandalyeli bir hareketlilik başladı. Parkın için yaklaşık 1 saatte bembeyaz plastik masa ve sandalyelerle doluverdi, iftar hazırlığı yapıldığı belliydi. Biz de meraklı bakışlarla kimdir bu hayır sever diye akşam ezanını beklemeye başladık. Ezana yaklaşık yarım saat kala Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu çıkagelince hayırseverin Bahçelievler Belediyesi olduğu anlaşıldı tabii. Bu arada tüm sandalyeler dolmuştu, hatta elinde tenceresiyle yaşlı bir teyze ile bir kaç kişi evine götürebilmek için yemek almaya gelmişlerdi. Tabi alabildilermi alamadılarmı bilemiyorum :) Sonradan öğrendiğimiz kadarıyla menüde et yemeği, pilav, dolma, tatlı, mercimek çorbası ve su varmış. Osman Develioğlu'nun 10 dakikalık kısa konuşmasından sonra ezan okundu, yemekler yendi herkes evlerine dağıldı. Masa ve sandalyeler şu saat itibarı ile ( 02:50 ) hala parktalar. Allah Kabul Etsin Sayın Osman Develioğlu... Tebrikler :)

21 Ağustos 2010 Cumartesi

Sazlıbosna'da Balık Avı

Bugün iş güç yoktu. İftara kadar zaman biraz daha çabuk geçsin diye öylesine çıktık yola... Pek profesyonel olmasakta yanımıza bir kaç olta takımı  falan alalım dedik, ne olur ne olmaz...  Habipler, Arnavutköy derken Eski Edirne Asfaltından köyleri teker teker geçerek Sazlıbosna'ya vardık. İstanbul'da balık avlamak için gerçekten de ideal bir gölü var Sazlıbosna'nın. Uzaktan bakıldığında Terkos Gölü kadar büyükmüş gibi duruyor.
Yolun kenarında kendimize uygun bir yer bulup kurduk tezgahı, oltaları çıkardık, takımları hazırladık Rastgele deyip başladık beklemeye. Bu sıcaklarda öyle güzel serin bir rüzgar vardı ki herhalde bu senenin en hoş Oruç günü bugündü benim için. Bir kaç tane de sazan balığı yakaladık nihayetinde. Dönüşte de aynı yola devam ederek Hadımköy istikametinden otobana girdik. 20 dakika sonra evdeydik.

6 Ağustos 2010 Cuma

İSTANBUL'DA RAMAZAN ETKİNLİKLERİ

İstanbul Büyükşehir Belediyesi her yıl olduğu gibi bu yıl da ramazan ayında İstanbul halkını iftar sofralarında buluşturacak. İftar çadırları bu yıl yalnızca Eminönü, Üsküdar ve Bağcılar'da kurulacak, arzu eden vatandaşlar diğer ilçelerde sokak iftarlarında oruçlarını açacak.

İftar programı bölge yoğunluğuna göre hazırlanacak ve her semtte ortalama bin kişilik oturma grupları oluşturulacak. Yemek verilen noktalar sabit olmayacak, ramazan ayı boyunca farklı yerlerde iftar verilecek.

Dört çeşit yemek ve çeşitli iftariyeliklerden oluşan menü, 10 adet mobil büfe ile tespit edilen sokaklara ulaştırılacak. Ramazan ayı boyunca günde ortalama 10 bin kişi iftarını Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan sofralarda açacak. Bu organizasyonda 500 kişi görev alacak.

Yaklaşık 5 milyon TL'ye mal olacak bu çalışmada tüm hizmetler Büyükşehir Belediyesi ekiplerince yapılacak. İhtiyaçlar İstanbul Lojistik Destek Merkezi'nce gerçekleştirilecek.

ŞAMLAR - ARNAVUTKÖY MESİRE YERİ

Şamlar ve Arnavutköy mesire yerleri, şehirleşmenin henüz el atamadığı ormanlar olarak büyük önem taşıyor. Fıstık çamları altındaki geniş düzlükler, yürüyüş yolları, tilki, şahin ve diğer yabani hayvanlarıyla İstanbullular için ideal bir doğa parçası olan bölge,özellikle hafta sonları kalabalık gruplara ev sahipliği yapıyor. Yeni yapılan sosyal tesisler ve oturma sahaları, bölgenin çekiciliğini daha da artırıyor.

Bölgeye Gaziosmanpaşa yoluyla Arnavutköy’e yaklaşıldığında Nokta mevkiinden sola doğru inen asfalt yoldan ulaşılabiliyor.

FATİH ÇOCUK ORMANI - PARKORMAN

İstanbul’un içinde yer almasına karşı karmaşa, koşuşturma ve tanıdık metropol problemlerinin tamamen dışında kalan, özellikle çocuklar için düzenlenen etkinlikler ve onlara özel alanlarla çok sayıda ziyaretçi çeken Parkorman’da, spordan müziğe, sanattan sosyal etkinliklere kadar günün 24 saati etkinlik düzenleniyor. Sloganı “Dört mevsim eğlencenin merkez üssü” olan Parkorman’da, mekânlar kurulurken ağaç ve bitki örtüsüne de dikkat edilmiş. Bisiklet, kros ve yürüyüş gibi aktivitelerden sonra havuzda serinleyebilir, akşam yemeğinizi canlı müzik eşliğinde yiyebilir ya da çam ağaçlarının altına uzanıp sadece kendinizi dinleyebilirsiniz. Tercih sizin.




Parkorman, Maslak’tan Sarıyer’e uzanan Büyükdedere Caddesi üzerinde bulunuyor.

Göktürk Fidanlığı Mesire Yeri - Göktürk Fidanlığı Piknik Alanı

İstanbul'un dört köşesini yeşillendiren Çevre ve Orman Bakanlığı il Müdürlüğü'nün 1969'dan beri hizmet sunduğu önemli bir fidanlık. Bereketli topraklar üzerindeki 328 dönümlük saha, haftanın her günü İstanbullularla dolup taşmaktadır. Kapalı ve açık alan üretimindeki yüksek kaliteyle adeta rakipsizdir. Göktürk Fidanlığı'nda genellikle kışın yaprağını döken;

Anıt Çınarlar Mesire Yeri - Anıt Çınarlar Piknik Alanı

Çevre ve Orman Bakanlığının büyük önem verdiği anıt değerindeki ağaçların korunması projesi içinde yer alan saha, özellikle tabiat araştırmacıları için büyük önem taşımaktadır. Çatalca'nın Subaşı mevkiinde 2 adet çınar ağacı bu kapsamdadır. Yine Subaşı-Havuzlar bölgesindeki çınar ağaçları ise tahminen 900-1000 yaşları arasında olup, 15 metre boy, 3,5 metre çap ve 17 metre çevre genişliğine sahiptir. Çatalca merkezinden rahatlıkla ulaşılabilen bu anıt ağaçlar, tabiatın gücünü ve bereketini göstermesi bakımından son derece ilginç örneklerdir.

1 Ağustos 2010 Pazar

KINALIADA

Kınalı’ya ise ilk yerleşenler Ermeniler’di. Daha sonra Rumlar, ondan sonra da Türkler yerleştiler. Mütareke yıllarında Mustafa Kemal de İngilizler tarafından izlendiği için adadaki Ermeni Onnik Taşçıyan’ın evindeki bir süre gizlenmişti. Ne yazık ki bu tarihi yalı 1991’de yıkıldı. 1885’de yapılan ve hem kendi tarihi, hem de siyasi tarihimiz açısından bunca önemli olan yalı gözlerimizin önünde yıkıldı ve sahip çıkamadık. Adanın dini yapıları Kirkor Lusaroviç Ermeni Kilisesi, Panagia ve Khristos Manastırları ile sanırım Türkiye’de bir başka benzeri bulunmayan ultra modern bir camidir.

BURGAZ ADASI

Burgazadası, adaların en küçüğü ve en şirinidir. Eni boyu 2 km’dir.

Burgazadası, eskiden tümüyle bir Rum köyüydü. Türklerin yerleşmeye başlaması 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren başladı.

Adanın 170 metre yüksekliğinde tek bir tepesi vardır. Eski adıyla Hristos, yeni adıyla Bayrak Tepesi’ne çıkıp çevrenin doyulmaz manzarası izlenir. Tepede Hristos Manastırı’nın kalıntıları vardır. Manastır ilk kez 865’te yapılmış, IV. Murat zamanında yıkılmış, 1868’te yeniden inşa edilmiştir.

HEYBELİADA

Heybeliada ikinci büyük adadır. Heybeli’ye 1776’da Rum Ortodoks Patriği Karacas’ın yerleşmesi ile adanın kaderi değişti. Karacas Patrikhaneye küsüp bugünkü Deniz Lisesi’nin yerine bir köşk yaptırmıştı. Köşk metruk halde ve askeri bölgede kaldığı için ancak özel izinle gezilebiliyor. İzin de pek kolay verilmiyor. Sonraları, 1845 yılında Aya Triada Manastırı’nda Ruhban Okulu açılınca ada hızlı bir gelişme gösterdi. Günümüzde Deniz Lisesi ile biraz "askeri" havası vardır. Bir de sanatoryumu ile bilinir. İkinci büyük ada olan Heybeli’nin en yükseği 136 metre olan Değirmen Tepesi’nden başka üç büyük tepesi daha vardır.

BÜYÜKADA

Büyükada köşkleri, kulüpleri ve oturanları ile diğer adalardan biraz farklıdır. Deyim yerindeyse Adaların metropolüdür. Burgaz ile Kınalı ise daha "mütevazi" adalardır. Büyükada’nın dört tepesinden en yüksek olanı adını Aya Yorgi Kilisesi ’nden alıyor. Günümüzde Yüce Tepe denir oldu. Diğer tepe de adını üzerindeki Khristos Manastırı’ndan alıyor. Aya Yorgi 23 Nisan ve 24 Eylül günleri çok kalabalık olur. Her dinden insan toplanır ve dua edip dilekte bulunurlar. Yan taraftaki kafeteryada da Aya Yorgi’nin özel şarabı içilir.

AYASOFYA

Doğu Roma (Bizans) imparatoru Iustinianos'un iradesi ile, beş yıl gibi çok kısa bir süre içersinde inşa edildikten sonra 27 Aralık 537 günü kutsanarak açılışı yapılan Hagia Sophia Kilisesi, 2003 yılının 27 Aralık'ında 1466. yaşını tamamladı. "Kutsal Bilgelik"e ithaf edilen bu kilise, 916 yıl boyunca Bizans İmparatorluğu'nun prestij yapısı ve Ortodoks dünyasının merkezi olmuş, kısaca "Büyük Kilise" (Megale Ekklesia) olarak anılmış; 481 yıl boyunca İslam dünyasının ve Osmanlı İmparatorluğu'nun gözbebeği, sultanların "Büyük Cami"si (Cami-i Kebir) olarak kullanılmış; ve 69 yıldır da Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli 'müze-yapı'sı olarak dünyanın her tarafından gelen ziyaretçilerin hayranlığını kazanmaya devam etmektedir. Ayasofya, her dönemde bu kenti ziyaret edenleri en fazla etkileyen şey olmuş insanları adeta büyülemiş, gerek Bizans döneminde, gerekse Türk döneminde benzer biçimde efsanelere konu olmuştur.